Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bursa’da su krizi protestosu: Kolektiften uyarı ve talepler

Bursa Su Kolektifi, kentte süregelen su kesintileri ve su kaynaklarının kritik seviyeye ulaşmasına dikkat çekmek amacıyla 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Bursa Su Kolektifi, kentte

Kolektif üyeleri, Bursa’nın uzun süredir adım adım su fakirliğine sürüklendiğini belirterek hem kamu kurumlarını hem de denetimsiz su kullanımına devam eden özel şirketleri sorumluluk almaya çağırdı. Açıklamada, Evliya Çelebi’nin yüzyıllar önce “Bursa sudan ibarettir” sözleri hatırlatılarak, şehrin bugün susuzlukla karşı karşıya olduğu vurgulandı.

“Gurur ve Sevinç Duyduk”

Bursa Su Kolektifi üyesi Şehnaz Bayraktar, Ekim ayından bu yana kentte üç günde bir 12 saatlik su kesintileri yaşandığını hatırlattı. Bayraktar, mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in sürece müdahil olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Bozbey yönetimi, yoğun çabayla suyu Doburca tesislerine taşıyıp arıttıktan sonra 1 Eylül’de Bursalılara ulaştırdı. Eylül meclis toplantısında Çınarcık’tan alınacak suyun tamamının, yani 145 milyon metreküpün içme suyu olarak revize edildiği açıklandı. Bu gelişmeden Bursa Su Kolektifi olarak gurur ve sevinç duyduk.”

Özel Şirketlerin Rolü Eleştirildi

Bayraktar, Uludağ’daki su kaynaklarının büyük bölümünü şişeleyen özel şirketlere de tepki gösterdi:

“Uludağ eteklerinde 32 özel su şirketi faaliyet yürütüyor. Bursa susuzluktan kırılırken, kentin su kaynakları şişelenip ülkenin dört bir yanına taşınıyor. Bu şirketlerin sadece yüzde 4 oranında su kullandığına inanmamızı kimse beklemesin.”

“Sessiz Bir Felaket”

Kolektif üyesi, kaçak sanayi tesislerinin yeraltı su rezervlerini kritik seviyeye düşürdüğünü ve bazı tesislerin atıklarını yeraltı tabanına geri bastığını iddia etti:

“Bir tekstil boyahanesinin yasal bir kuyusu varsa yanında dört-beş kaçak kuyusu daha vardır. Kimyasal atıkların yeraltına geri basıldığını biliyoruz. Bu uygulama, gelecekte çeşmelerimizden kimyasal su akması riskini doğuruyor. Bu sessiz bir felakettir.”