Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sındırgı’daki depremler mercek altında: Stres analizi çalışmaları sürüyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Sındırgı ve çevresindeki fay hatlarında yürüttükleri çalışmalarla bölgede biriken stresin miktarını ve hangi faya doğru aktarılabileceğini belirlemeyi hedeflediklerini söyledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sözbilir, Sındırgı’da ağustos ayından bu yana farklı büyüklüklerde 18 binden fazla depremin meydana geldiğini belirtti. Bölgede birden fazla fayın etkileşim halinde olduğunu ve bu nedenle olağan dışı bir sismik hareketlilik yaşandığını vurguladı.

Sözbilir, Sındırgı Fayı’nın güneyindeki dağlık bölgede yapılan saha çalışmalarında, depremlerin daha önce haritalanmamış yeni faylarda meydana geldiğini tespit ettiklerini söyledi.

“27 Ekim’de yaşanan 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yaptığımız incelemelerde Emendere Fay Zonunu saptadık. Bu fay, aynı zamanda bölgedeki jeotermal sistemi kontrol ediyor. Depremle birlikte bu fayın da tetiklendiğini söyleyebiliriz. Birden fazla fayın birbirini etkileyerek deprem üretmesi nedeniyle bölgede yoğun bir sarsıntı yaşanıyor. Ayrıca daha önce ‘ölü fay’ olarak sınıflandırılan bazı fayların da bu süreçte yeniden aktif hale geldiğini gözlemledik.”

Son günlerde Sındırgı Fayı’nda yeniden deprem aktivitesi başladığını belirten Sözbilir, 4,9 büyüklüğündeki son depremin bu faya atfedilebileceğini ifade etti.

“Fayların tümü bir arada etkilendiği için sarsıntılar bölgede bir süre daha hissedilebilir,” dedi.

AFAD’ın bölgede gerekli tüm önlemleri aldığını ve Sındırgı’nın afet bölgesi ilan edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, depremlerin şiddetinde zamanla azalma beklediklerini de kaydetti:

“Eğer yeni bir ana şok yaşanmazsa mevcut sismik aktivite zamanla azalacaktır. Ancak sistemde yeni bir ana şok oluşma riski de bulunuyor. Böyle bir durumda kırılmaların güneydoğu yönüne doğru devam etmesi ve artçı sarsıntıların uzaması muhtemeldir.”

Prof. Dr. Sözbilir, 11 kişilik yer bilimci ekiple birlikte fay hatlarında stres analizi yürüttüklerini belirterek, bu çalışmaların bölgedeki enerji transferi yönünü ortaya koyacağını söyledi:

“Depremlerin oluştuğu faylarda hangi tarafa doğru enerji transferi olduğunu analizlerle ölçüyoruz. Bu sayede ileride hangi fayın tetiklenme olasılığı olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Çalışmalar tamamlandığında stresin ne kadar toplandığı ve hangi faya aktarıldığı netleşmiş olacak.”

Sözbilir, saha çalışmalarının kısa süre içinde tamamlanacağını ve elde edilen sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.