Ekonomi yönetimi tarafından uygulanan dezenflasyon programının etkileri verilerde görülürken, Haziran 2024’te yüzde 71,6’ya kadar yükselen yıllık enflasyon, kasım ayı itibarıyla yüzde 31,1’e geriledi. Enflasyondaki bu düşüşe paralel olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını kademeli olarak aşağı çekti. TCMB, son toplantısında faizi 150 baz puan indirerek yüzde 38’e düşürdü.
Merkez Bankası’nın attığı adımlar, bankaların sunduğu konut kredilerinin faiz oranlarında da etkisini gösterdi. TCMB verilerine göre, 12 Aralık haftasında konut kredilerinde uygulanan ortalama faiz oranı yüzde 37,63’e gerileyerek 28 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Bir önceki en düşük oran 1 Eylül 2023’te yüzde 35,69 olurken, en yüksek seviye ise 5 Nisan 2024 haftasında yüzde 45,14 olarak gerçekleşmişti.
Aylık Faiz Yüzde 2,5’in Altına İndi
Geçen yıl ortalarında bankalarda en düşük konut kredisi faiz oranı yüzde 3,05 seviyesindeyken, bu oran yüzde 2,49’a kadar düştü. Böylece 10 yıl vadeli 1 milyon liralık konut kredisinde aylık taksit tutarı 31 bin 352 liradan 26 bin 273 liraya geriledi. Toplam geri ödeme tutarı ise yaklaşık 609 bin lira azalarak 3 milyon 153 bin liraya düştü.
“Bankalar Kredileri Kontrollü Açıyor”
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, konut kredilerinde uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının 5 Nisan 2024’ten bu yana yaklaşık 7,5 puan gerilediğine dikkat çekti.
Bu düşüşün arkasında birden fazla neden olduğunu belirten Hepşen, “Bankalar, konut kredisi hacmini kontrollü biçimde yeniden açmak istiyor. 2023 sonbaharından itibaren konut kredileri neredeyse vitrin ürününe dönüşmüştü. Talep ciddi biçimde baskılanmıştı. Ayrıca politika faizinin zirveye yaklaşmasıyla ileriye dönük beklentiler de yumuşamış durumda. Bankalar kredi fiyatlamasında yalnızca bugünkü faizi değil, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri de dikkate alıyor.” dedi.
Hepşen, mevcut oranların herkese sunulmadığını vurgulayarak, düşük riskli ve yüksek peşinatlı müşterilerin bu oranlardan daha fazla faydalandığını ifade etti.
“Oranlar Hâlâ Yüksek”
Faiz oranlarının hâlâ yüksek olduğunu dile getiren Hepşen, yaşanan düşüşün geniş çaplı bir talep artışı yaratmayacağını, ancak piyasada kısmi bir rahatlama sağladığını söyledi. Bankaların krediye yaklaşımında bir değişim yaşandığını belirten Hepşen, “Kredi musluğu tamamen açılmış değil ama kilit de kapalı değil. Faizlerdeki düşüş bu strateji değişiminin göstergesi.” değerlendirmesinde bulundu.
Hepşen, mevcut oranlarla kredili alıcının kesin olarak geri döndüğünü söylemenin zor olduğunu belirterek, “Ancak ‘hiç mümkün değil’ denilen noktadan, ‘küçük bir krediyle olabilir’ noktasına geçiliyor. Bu durum piyasa psikolojisi açısından önemli.” dedi.
“Satışları Canlandıracak Seviye Yüzde 1”
Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Genel Başkanı Hakan Akdoğan ise faizlerdeki gerilemenin ipotekli satışlara sınırlı da olsa yansımaya başladığını söyledi. Akdoğan, “2025’in ilk 11 ayında ipotekli satışlar yüzde 53,5 artmasına rağmen, kredili satışların toplam satışlar içindeki payı hâlâ yüzde 13,3 seviyesinde. Oysa bu oranın yüzde 30’lar civarında olması gerekiyor.” dedi.
Yüksek kira ödemek istemeyen vatandaşların mevcut oranlara rağmen kredi kullanarak ev sahibi olmaya yöneldiğini ifade eden Akdoğan, “Ancak piyasayı gerçekten hareketlendirecek oran yüzde 1 seviyesi. Sosyal konut kampanyalarına yapılan yoğun başvurular, konuta olan talebin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bu nedenle kredi faizlerinin daha hızlı ve daha aşağı seviyelere gerilemesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

