Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), sahte e-imza ile belge düzenlendiği yönündeki iddiaları incelemeye aldı.
DDK tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışmada, kamu hizmetlerinin sunumunda güvenin korunması ve her türlü suistimale ya da hukuksuzluğa karşı etkili bir mücadele yürütülmesi hedefleniyor.
Kurul, elektronik imza sürecini ve ilgili kamu kurumlarının bilgi sistemlerinde alınan güvenlik tedbirlerini mercek altına alarak yapılan işlemler hakkında kapsamlı bir inceleme ve araştırma gerçekleştirecek.
Devlet Denetleme Kurulu’nun görevi nedir?
Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, yönetim işlerinin hukuka uygun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kurulmuş bir denetim kurumudur.
Kurul, kendisine intikal eden konulardan gerekli gördüklerini ilgili mercilere aktarır. İlgili merciler ise yapılan iş ve işlemler hakkında kurulu bilgilendirir ve gerekli belgeleri gönderir.
Ne olmuştu?
Sahte e-imza ile ehliyet ve diploma üretildiğine dair haberler, geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin gündemine oturmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 220 kişi hakkında işlem yapılmış, bunlardan 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştı.
Bazı akademisyenlerin sahte diplomalar aldığı öne sürülmüş, ancak yapılan açıklamalarda Türkiye’de görev yapan hiçbir akademisyenin veya Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenin bu kişiler arasında yer almadığı belirtilmişti.
İki ayrı iddianame hazırlandı
İddialara ilişkin olarak iki ayrı iddianame hazırlandı.
İlk iddianamede 134 sanık hakkında; ÖSYM Kanunu’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine girme ve verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarından 6 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İkinci iddianamede ise 65 sanık hakkında aynı suçlardan 5 yıldan 50 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası istendi. Hazırlanan iddianameler, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamelerde neler yer aldı?
İddianamelerde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, başkan yardımcıları, YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı ile birlikte 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanı ve personelinin elektronik imzalarının kopyalandığı belirtildi.
Bu yöntemle, hukukçudan psikoloğa, öğretmenden eczacıya kadar farklı meslek gruplarından kişilerin usulsüz işlemlerle doçentlik veya profesörlük unvanı elde ettiği kaydedildi.
Ayrıca soruşturmada, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nun da yer aldığı ortaya çıktı. Osmanoğlu adına İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü üzerinden yasa dışı mezuniyet kayıtları oluşturulduğu tespit edildi.
İddianamede, YÖK Başkanlığı tarafından gönderilen yazıda, şahsın herhangi bir mezuniyet ya da öğrenci kaydının bulunmadığı ifade edildi.
İddiaların ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Osmanoğlu, “Kişisel verilerimi kullanarak adımı taşıyan sahte belgeler üreten ve bu organizasyonun içinde yer alan herkes hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.” dedi.
Sistemi nasıl kurdular?
İddianamede, sanıkların bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşların Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul ofisleri üzerinden sahte sürücü belgesi ve T.C. kimlik kartları kullanarak kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticiler adına elektronik imza başvuru ve üretimi yaptıkları belirtildi.
Bu e-imzalar kullanılarak kamu kurumlarına ait sistemlere yetkisiz erişim sağlandığı, bu erişimler aracılığıyla çeşitli yasa dışı işlemler gerçekleştirildiği ifade edildi.
Sanıkların, yetkisiz erişimler yoluyla sahte mezuniyet belgeleri oluşturduğu, bu belgeleri YÖKSİS sistemine eklediği, ayrıca elektronik sınav sonuçlarını değiştirerek başarısız adayları başarılı hale getirdiği de iddianamede yer aldı.
