Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in en büyük gazetelerinden People’s Daily için kaleme aldığı “Barış ve Adalet İçin Ortak Yol” başlıklı makalesinde Türkiye’nin dış politikadaki kritik rollerini anlattı. Çince ve İngilizce yayımlanan yazıda Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze saldırıları ve Çin ile ilişkiler hakkında önemli mesajlar verdi.

“Türkiye köprüler kuran bir ülkedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarih boyunca medeniyetler arasında köprüler kurduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:

“Dış politikamızın temelinde güven tesis etmek, iletişim kanallarını açık tutmak ve krizleri çözme kararlılığını göstermek yatmaktadır. Bu anlayışla hem bölgemizin hem de küresel toplumun istikrarına katkı sunuyor; barışın, istikrarın ve diyaloğun egemen olması için yoğun gayret gösteriyoruz.”

Rusya-Ukrayna Savaşı: “Barışın kaybedeni olmaz”

Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda Türkiye’nin oynadığı rolü hatırlattı:

Karadeniz Tahıl Girişimi ile milyonlarca insanın gıda güvenliğinin sağlandığını,

Antalya ve İstanbul’daki görüşmelerle diplomasi trafiğinin sürdürüldüğünü,

Esir takaslarında kritik rol üstlenildiğini belirtti.

Temmuz 2025’te İstanbul’da yeniden başlayan barış görüşmelerine de değinen Erdoğan, şu vurguyu yaptı:

“Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Barış diplomasimizi sabırla devam ettiriyoruz.”

“Uluslararası sistem yetersiz kalıyor”

Erdoğan, dünyadaki krizlerin giderek derinleştiğine dikkat çekerek mevcut uluslararası sistemin masumları korumakta yetersiz olduğunu söyledi.

Gazze mesajı: “Soykırımın en çarpıcı örneği”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşananları “işgal ve katliam” olarak tanımlayarak şu ifadeleri kullandı:

“Gazze konusunda Türkiye’nin tavrı nettir; çünkü siyasetimizin merkezinde insan ve insan hakları vardır. Sivil halkın güvenliği, insani yardımlara kesintisiz erişim ve kalıcı bir ateşkes için yürüttüğümüz çalışmalar artarak devam ediyor.”

Türkiye’nin hem sahada insani yardımlar ulaştırdığını hem de diplomasi yoluyla ateşkesi hayata geçirmek için çaba gösterdiğini belirten Erdoğan, Filistin’de kalıcı barışın ancak 1967 sınırları temel alınarak başkenti Doğu Kudüs olacak tam bağımsız bir Filistin Devleti ile sağlanabileceğini vurguladı.

“Türkiye çözüm üretmeyi sürdürecek”

Bölgesel barış için çok cepheli adımların önemine değinen Erdoğan, ekonomik bağlantılar, altyapı projeleri, enerji iş birlikleri ve kültürel değişimin güven tesis eden unsurlar olduğunu belirtti.

“Türkiye, farklı coğrafyalarda yürüttüğü projelerle küresel istikrarı güçlendiren, insani yardım kapasitesini artıran ve çok taraflı platformlarda çözüm üreten bir aktör olmayı sürdürecektir.”

Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne vurgu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Ağustos – 1 Eylül 2025 tarihlerinde Çin’in Tianjin kentinde yapılacak Şanghay İşbirliği Teşkilatı 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesinin Türkiye için önemli bir platform olacağını ifade etti.

Türkiye’nin Diyalog Ortağı sıfatıyla zirvede yer alacağını hatırlatan Erdoğan, burada bölgesel barış, kalkınma, güvenlik, iktisadi meseleler ve uluslararası ilişkilerde adaletin tesis edilmesi gibi konuları gündeme getireceklerini söyledi.

“Çin ile ilişkiler derinleşecek”

Türkiye-Çin ilişkilerine özel bir bölüm ayıran Erdoğan, iki ülkenin güçlü devlet gelenekleri ve büyüyen ekonomileriyle Asya’nın doğu ve batı ucundaki kadim medeniyetleri temsil ettiğini vurguladı.

1971’de kurulan diplomatik ilişkilerin siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda istikrarlı gelişim gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı, Şanghay Zirvesi marjında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yapacağı görüşmeye de değindi:

“Bu görüşmenin, aramızdaki güvenin pekiştirilmesine ve ikili ilişkilerimizin derinleştirilmesine katkı sağlamasını temenni ediyorum.”

“Sorumluluk üstlenmeye devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihi mirasından aldığı güçle küresel barış için sorumluluk üstlenmeye devam edeceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Geçmişten aldığımız güç ve tecrübeyle bugünü şekillendiriyor; yarını ise barış, güven ve iş birliği temeli üzerinde inşa ediyoruz. Uluslararası toplum, ortak vicdan ve müşterek çıkarlar etrafında birleşirse daha adil ve müreffeh bir dünya mümkün olacaktır.”

Exit mobile version