“Tarım birinci derecede etkilendi”
Çakmak, sürecin Şubat ayından itibaren sinyallerini verdiğini hatırlattı:
“Şubat ayında Orhangazi ve İznik çiftçisine ‘İznik Gölü’nden su verilemeyecek’ uyarıları yapılmaya başlanmıştı. Sonrasında kısıtlı su verilerek süreç bir nebze hafifletildi. Ancak kuraklık ve baraj seviyelerindeki düşüş tarım sektörünü doğrudan etkiliyor.”
Tarımın, toplam kullanılabilir suyun yüzde 70’inden fazlasını kullandığını vurgulayan Çakmak, iklim krizinin etkilerinin sürmesi halinde tarımsal üretimin geri dönüşü olmayan zararlarla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
“Suya bağımlı üretim riske giriyor”
Bursa’nın sebze ve meyve ağırlıklı, sulu tarıma dayalı üretim merkezi olduğuna dikkat çeken Çakmak:
“İhracat ve katma değeri yüksek ürünler yetiştiriyoruz. Ancak üretimimizin tamamı suya bağımlı. Eğer bu iklim koşulları devam ederse, ürünlerde ciddi üretim kayıpları yaşanacak.”

“En fazla zarar İznik’te yaşanacak”
Şu anki durumda verimde büyük bir düşüş görülmediğini ifade eden Çakmak, asıl tehlikenin gelecek yıllar için kapıda olduğuna dikkat çekti:
“Barajlarımızın seviyeleri kritik derecede düşük. Alternatif su kaynakları oluşturulmazsa özellikle İznik bölgesi çiftçisi bu su kısıtından en çok etkilenen kesim olacak.”

“64 milyon ton su kaybı var”
İznik’in polikültür tarım yapılan, yılda birden fazla ürün alınabilen önemli bir bölge olduğuna değinen Çakmak, su seviyelerindeki düşüşün boyutunu şu sözlerle açıkladı:
“Uzun yıllar ortalamasına göre barajlarda yaklaşık 64 milyon ton su eksilmiş durumda. Bu açık kapatılamazsa, tarımsal ürünlerde su kısıtlaması zorunlu hale gelecek. Bu da üretimi olumsuz etkileyecek.”
Çakmak, hasat döneminin tamamlanmasıyla birlikte suyun daha az tüketildiği bir döneme girildiğini belirterek sözlerini noktaladı:
“Bursa’da ürün sezonu sona eriyor. Ancak önümüzdeki yıl için şimdiden tedbir alınmazsa, tablo çok daha ağır hale gelebilir.”


