Vergi sisteminin temel amaçlarından birinin adil, izlenebilir ve şeffaf bir mali yapı oluşturmak olduğuna dikkat çekilen açıklamada, basit usule tabi mükelleflerin gerçek usule geçirilmesinin meslek camiası tarafından uzun süredir desteklendiği ifade edildi. Gerçek usule geçişin belge düzeni, defter tutma ve beyan sistemini güçlendirdiği belirtilerek, sağlıklı mali veri üretimi ve kamu gelirlerinin sürdürülebilirliği açısından önemine işaret edildi.
“Olumlu Adımlar Geriye Götürüldü”
8 Eylül 2025 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile büyükşehir belediyesi sınırları içinde ve nüfusu 30 bini aşan ilçelerde faaliyet gösteren bazı mükelleflerin 1 Ocak 2026 itibarıyla gerçek usulde vergilendirileceği hatırlatılan açıklamada, 586 sayılı Tebliğ ile bu mükelleflerin defterlerinin meslek odaları veya birlikler tarafından tutulmasına ve beyannamelerinin bu kurumlarca gönderilmesine izin verilmesinin “olumlu adımların gerisine düşülmesi” anlamına geldiği kaydedildi.
TÜRMOB, hukuki ve teknik dayanağı bulunmadığı savunulan bu yetkilendirmenin ciddi belirsizlikler içerdiğini belirterek, düzenlemenin hangi amaca hizmet ettiğinin anlaşılamadığını ifade etti.

“Kayıtdışılığı Körükler, Vergi Adaletini Zedeler”
Açıklamada, ekonomik kriz ortamında kayıtdışılıkla mücadele ve bütçe disiplini ihtiyacının ortadayken, bu tür uygulamaların vergi sisteminde gedikler açacağı ve kayıtdışılığı artıracağı uyarısında bulunuldu. Muhasebe, finansal raporlama ve beyanname süreçlerinin birbirinden ayrılamaz bir bütün olduğuna dikkat çekilerek, bu alanların mali müşavirlik mesleğinin temel işi olduğu vurgulandı.
Muhasebe ve vergi konusunda teknik yeterliliği bulunmayan esnaf odalarına yetki verilmesinin, mükelleflerin mali idare karşısında denetimsiz bırakılması anlamına geldiği savunulan açıklamada, odalarda mali müşavir çalıştırılması şartının da hukuksuzluğu ortadan kaldırmayacağı belirtildi.

“Vergide Eşitlik İlkesine Aykırı”
TÜRMOB, bu mükellef grubuna tanınan ayrıcalığın vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olduğunu belirterek, uygulamanın vergi gelirlerinin azalmasına ve muhasebe mesleğinin tahrif edilmesine yol açacağını ifade etti. Bunun da eğitim, sağlık ve sosyal destekler için bütçede kaynak yetersizliği yaratabileceği uyarısında bulunuldu.
2026 Bütçesi’nin Meclis’te görüşüldüğü bir dönemde yayımlanan tebliğin “tam bir garabet” olduğu ifade edilen açıklamada, düzenlemede kamu yararı bulunmadığı savunuldu.
Beş Kritik Soru
Açıklamada, karar vericilerin şu sorulara yanıt vermesi gerektiği belirtildi:
-
Yanlış muhasebe kayıtları ve gerçeğe aykırı beyannamelerden esnaf odası yöneticileri sorumlu olacak mı?
-
Sahte belge düzenlenmesi halinde oda yöneticilerine yaptırım uygulanacak mı?
-
Bu mükelleflerin muhasebesi hangi teknik altyapı ile tutulacak ve denetim kim tarafından yapılacak?
-
Muhasebe ücretlerini toplayacak odalar için kurumlar vergisi yükümlülüğü doğacak mı?
-
Liyakati olmayan kurumlara yetki verilmesi hangi anlayışla bağdaşmaktadır?
“Hukuki Mücadele Sürecek”
TÜRMOB, Odalar ve 135 bin kişilik meslek camiası adına yapılan açıklamada, vergi sisteminde onarılmaz hasarlara yol açacağı belirtilen düzenlemenin yürürlükten kaldırılması talep edildi. Aksi halde her türlü hukuki mücadelenin sürdürüleceği vurgulanarak, mesleki düzeni bozacak uygulamalara destek verenler hakkında da gerekli tedbirlerin alınacağı kamuoyuna ilan edildi.

